Montessori Velilerine
Yeni anne baba olan herkes çocuk eğitimi hakkında çevresinden değişik fikirler, uyarılar, tavsiyeler alır. Arkadaşlar, aile büyükleri, komşular hemen herkes kendi uyguladığı taktiklerin, disiplin anlayışının herkes için en iyi çözüm olduğunu düşünür. Halbuki çocuklu bir hayata adım atan biri er yada geç çocuk eğitiminin kitaplarda yazıldığı gibi olmadığını ve her kuralın her çocukta uygulanabilir olmadığını farkeder. Peki öyleyse neden Montessori sisteminin karşılaştığımız her soruna bir cevap olabileceğini söylüyoruz. Çünkü aslında Montessori eğitimini çocuklarımıza uygulamaya başlayarak biz anne-baba olmanın ‘mum gibi bir çocuk’ yetiştirmekten çok daha fazlası olduğunu kabul etmiş oluyoruz. Önemli olanın çocuğun herkesi memnun eden güzel davranışlar sergilemesi değil, güzel olan davranışı kendinin seçmesi ve seçiminin sonucunda kendini mutlu hissetmesi olduğunu anlıyoruz.
Montessori eğitimi bunu nasıl başarıyor? Zaten doğuştan saf ve temiz olan çocuk ruhunu bozmadan, yine doğuştan gelen keşif ve merak duygusunu köreltmeden yetiştirdiğimiz çocuklar doğru tercihleri doğal olarak benimseyerek büyüyorlar. Bu kulağa kolay gibi gelsede, aslında doğru olanın doğal olarak benimsetilmesi çok çetrefilli bir iş. Bir kere bunu çocuğun benimsemesi için doğalllıkla doğru hareket eden yetişkinlere ihtiyaç var. Değil çocuğu kandırmak, korkutmak, ses tonumuz veya mimiklerimizle bile tutarsız davrandığımızda bile sezen bu küçük insanların çok hassas bir duygu düşünce dünyaları olduğunu unutmamalıyız. Bu sebeple Montessori eğitiminde 0-3 yaş arası çocuğun anne babasıyla, yakın çevresiyle kurduğu dengeli iletişim çok önemli. İlk yaşlarda yetişkinlerden tutarsızlıklar görmüş bir çocuğun 3 yaşına gelince herhangi bir Montessori okulunda mucizeler yaşamasını beklemek yersiz olur. Demek ki sadece Montessori okuluna göndermek çocuğun etrafındaki yetişkinlerin yükünü hafifletmiyor, bilakis çocukla daha ilgili olmalarını ve okuldaki hayatıyla paralel bir şekilde bu eğitimi evde de uygulanmasını gerektiriyor. Geçmişinde yetişkinlerle ne yaşamış olursa olsun iyi bir Montessori öğretmeniyle tanışıp, karşılıklı güven zemininde buluştuğunda her çocuğun içindeki cevheri yansıtacağını düşünüyoruz. Ama Montessori eğitimi çocuğun okulunu evine tercih eder duruma gelmesini hedeflemiyor. Onu anlayan, her ilgisini teşvik eden bir Montessori öğretmeni bile anne babanın yerini alamaz. Öyleyse bütün bu güzel duyguları çocuk neden kendisi için çok değerli bu iki yetişkinle de paylaşamasın?
Montessori eğitimi bunu nasıl başarıyor? Zaten doğuştan saf ve temiz olan çocuk ruhunu bozmadan, yine doğuştan gelen keşif ve merak duygusunu köreltmeden yetiştirdiğimiz çocuklar doğru tercihleri doğal olarak benimseyerek büyüyorlar. Bu kulağa kolay gibi gelsede, aslında doğru olanın doğal olarak benimsetilmesi çok çetrefilli bir iş. Bir kere bunu çocuğun benimsemesi için doğalllıkla doğru hareket eden yetişkinlere ihtiyaç var. Değil çocuğu kandırmak, korkutmak, ses tonumuz veya mimiklerimizle bile tutarsız davrandığımızda bile sezen bu küçük insanların çok hassas bir duygu düşünce dünyaları olduğunu unutmamalıyız. Bu sebeple Montessori eğitiminde 0-3 yaş arası çocuğun anne babasıyla, yakın çevresiyle kurduğu dengeli iletişim çok önemli. İlk yaşlarda yetişkinlerden tutarsızlıklar görmüş bir çocuğun 3 yaşına gelince herhangi bir Montessori okulunda mucizeler yaşamasını beklemek yersiz olur. Demek ki sadece Montessori okuluna göndermek çocuğun etrafındaki yetişkinlerin yükünü hafifletmiyor, bilakis çocukla daha ilgili olmalarını ve okuldaki hayatıyla paralel bir şekilde bu eğitimi evde de uygulanmasını gerektiriyor. Geçmişinde yetişkinlerle ne yaşamış olursa olsun iyi bir Montessori öğretmeniyle tanışıp, karşılıklı güven zemininde buluştuğunda her çocuğun içindeki cevheri yansıtacağını düşünüyoruz. Ama Montessori eğitimi çocuğun okulunu evine tercih eder duruma gelmesini hedeflemiyor. Onu anlayan, her ilgisini teşvik eden bir Montessori öğretmeni bile anne babanın yerini alamaz. Öyleyse bütün bu güzel duyguları çocuk neden kendisi için çok değerli bu iki yetişkinle de paylaşamasın?